Yine de kalabalığın içinde sıradan ve önemsiz biri olmaktan daha fazla bir şeysiniz. Ortaya çıkma zamanınız geldi artık. 
Ne duruyorsunuz, günümüzün sloganı; “Sen, sen ol, maskeli balo devri sona erdi!”

 Kjell A. Nordström & Jonas Ridderstrale, Delifişeklik
            

21. yüzyıl lüks ve fırsatlar bereketi sunarak kendini göstermeye başlasa da, bu teknolojik patlama döneminde çoğumuz 
yaşamımızdan yaşantımızdan hiç de hoşnut değiliz.

 Adeta kendimizi kendi çizdiğimiz sınırlar içine hapsederek hayallerimizden,
arzularımızdan ve amaçlarımızdan vazgeçiyoruz.

Her şey siyah ve beyaz, başka bir renk yok gibi geliyor bize! 

Zorlu bir Akıl Oyun Arenasına benzeyen bu Dünyada birçok insan kendini bir survivor (hayatta kalma) yarışmacısı gibi hissediyor.
Bu mücadele alanında önümüzde beliren olası çıkmazlar karşısında ipin ucunu bırakarak "benden paso" diyerek ayakkabılarımızı giyip gidecek miyiz yoksa iyi bir hayat yaşamayı tercih mi edeceğiz?
İyi bir hayat derken sadece dürüst ve onurlu bir yaşamdan söz etmiyoruz; İnsan olmanın gerektirdiği her şeyi sonuna kadar tadan, 
tatmin edici ve heyecanlı geçecek günleri işaret ediyoruz.   

Çığırından çıkmış böyle bir dünyada çözüm, nasıl yaşayacağımızı öğrenmekten geçmekte ve yaşamı boğan, kısıtlayan, paramparça eden her şeyle mücadele etmeyi göze almakta kararlı olmayı gerektirmektedir. 

   Eğer bugünlerde hayatınız, onu yaşamak yerine endişelenmekle geçiyorsa... 

Yaşamdan tatmin olamadığınızı, hayatınızdaki önemli şeylerin en önemsizler tarafından rehin alındığını yineleyip duruyorsanız...
Özel hayatınız ile iş hayatınız arasındaki dengeyi kurmakta zorluk çekiyorsanız... 

Ömrümün yarısından çoğunu hiç farkına varmadan geçirip gittim diye hayıflanıyorsanız... 

Yaşam, sürekli hızlı, daha hızlı dönen ve sonunda sizi şaşkına çeviren, inmek istediğiniz ama çok hızlı döndüğünden nasıl ineceğinizi, inseniz bile ne yapacağınızı bilmediğiniz bir dönme dolaba dönüşmüşse! 

Daha doğrusu adına hayat dediğimiz bu kontrolden çıkmış döner çarka paçanızı kaptırmışsanız,
kendinizi bir sanatçı duyarlılığı ile yeniden yaratma
ve
zifiri karanlığa bir meşale yakma zamanı gelmiş demektir.

Belki de hayat senden acil bir şekilde bu yaşam sorununu çözmeni ve yeni bir insanı -kahramanını- yaratma kararını hemen, 
şimdi almanı bekliyor! 

Peki, nereden gelecek ve ne zaman ortaya çıkacak bu yeni kahraman?
Dışarıdan değil, içeriden, elbette senden gelecek! 
Yakın bir zamanda değil, durumun acilliğine bakılırsa hemen ortaya çıkması gerekecek!  

Hayat sevmediğin bir şeyi yapmak için çok kısa, lütfen geç kalma!

Ömrünün öğleden sonrasını kendi tercihlerinle yaşamak için yüreğinin sesine kulak ver;
her şey düzene girinceye kadar yaşamayı erteleme!
Yaşama cesaretine sahip ol; ölmeyi herkes becerebilir! O yüzden işin zor yönlerini düşünerek geri çekilme! 
Adına hayat denilen bu heyecanlı maceradan arzu ettiğin hazzı almak istiyorsan
"YENİDEN DOĞUŞ" dediğimiz programa odaklan...

  Son tahlilde bu programın bütününe yayılmış ana fikir ise şudur;
Kendi hayatınızın -başkasınınkini değil, sadece sizinkini- kontrolünü elinize almanızdır.
Siz eşsizsiniz ve eğer hayatınızın kontrolünü kaybederseniz, eşsizliğinizi de kaybedersiniz,
adeta başkasının donuk bir yansıması haline gelirsiniz...